Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (Enam Suresi, 59)
Zamanı yaratan ve insanlara bu kavramı öğreten Allah'tır. Allah'ın Yüce Zatı zamandan münezzehtir. Dünya üzerindeki canlı veya cansız varlıklara ait tüm bilgiler geçmişleri ve gelecekleri ile Rabbimiz'in Katında saklı tutulmaktadır. Evrende ve diğer tüm alemlerde meydana gelen her olay Allah'ın bilgisi dahilinde ve kontrolü altındadır. O gizlinin gizlisini bilir. Peygamberimiz (sav) de gayba ancak Rabbimiz'in dilediği kadar vakıf (sahip) olabilmiş, elbette bu onun mucizelerinden biri olmuştur. Allah Kuran'da, elçilerinden seçtiklerine Kendi Katında saklı olan gayb bilgisinden verdiğini şöyle bildirmektedir:
O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye
açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde
razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve
arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. (Cin Suresi, 26-27)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de Allah'ın kendisine gayb bilgisi verdiği, Rabbimiz Katında çok seçkin bir elçidir. Kuran'da bildirildiği gibi, bu kişilerden biri Hz. Yusuf (as)'dır. Hz. Yusuf (as), zindanda iken, Allah'ın varlığının delillerini anlattığı iki arkadaşına şöyle demiştir:
Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka
size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin
bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de
tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terk ettim." (Yusuf Suresi, 37)
Bu, Allah'ın Hz. Yusuf (as)'a verdiği bir ilim ve mucizedir. Allah, Hz. Yusuf (as)'a rüyaları yorumlama ilmini de vermiştir. Hz. Yusuf (as) -Allah'ın dilemesi ile- gelecekte olacak bazı olayları görebilmektedir. Hz. Yusuf (as)'a verilen ilmin bir benzeri başka peygamberlere de verilmiştir. Kuran'da Hz. İsa (as)'ın da Rabbimiz'in izniyle bu ilme sahip olduğu haber verilmiştir. Ayette şu şekilde buyrulur:
İsrailoğulları'na elçi kılacak. (O, İsrailoğulları'na şöyle diyecek:)
"Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan
kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik
Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı,
alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim.
Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer
inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır." (Al-i İmran Suresi, 49)
Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa
onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları
işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf Suresi, 102)
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiç
bir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan
yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden
bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim." (Araf Suresi, 188)
Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl önce haber verdiği ve içinde bulunduğumuz dönem içinde gerçekleşmiş bulunan pek çok olay da vardır. Kütüb-ü Sitte muhaddisleri Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace ve daha pek çok muhaddis Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerdeki gayb haberlerinin doğruluğu hakkında ittifak halindedirler. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)'in haber verdiği gaybi bilgilerin tümü gerçekleşmiş ve gerçekleşmeye de devam etmekte, insanlar bu mucizelere şahit olmaktadırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder